31 Ağustos 2016
ATATÜRK'Ü rahat bırakın.
Düşünüyormuş gibi yapan beyinler... Atatürk ile che nin fotoğrafını yan yana koyup sosyal olcam gündeme oturcam diye Atatürk'ü kullanmayın tiksindim artık sağın din üzerinden solun Atatürk üzerinden siyaset yapmasından.İkili benzeştirme olmamış her ikisi de devrimleri ile belki benzeştirilebilir ama unutmayalım ki ve yan yana kabul etmiyorum. Atatürk ile che yi Atatürk devrimleri ile koca bir ülkenin saygınlığını kazanmış üç beş kendini bilmez dışında hangi büyüklerimizden Atatürk'le ilgili minnetten başka bir söz duyduk che nin yaptıkları da önem arz ediyor ancak yaşadığı ve yaptıklarının karşılığını acı bir ölümle almış olup saygınlığı sadece sözlerin de kalmış olan devrim deyince che hakında iki yazı okuyup ahkam kesmekle devrimci olunmuyor o yüzden yaptıkları ve saygınlığı ile 78 yıldır anılan lider ki daha uzun yıllar anılacak benzetme yaparken sosyal görünecem diye Atatürk ü kullanmayın beyinle düşüneceğimiz günler diliyorum.LİDER DEDİĞİN ÖNDE YÜRÜYEN DEĞİL,YOL GÖSTEREN OLMALIDIR.M.KEMAL ATATÜRK❤️
5 Ağustos 2016
Canım mı acıyor ne?Bakıyorum da herkes her şeyi yapıyor sonra iş sıyrılmaya gelince özür dilerim böyle olacağını düşünememiştim beni affet...evet affediyorum.Fakat bu af edişim kimileri tarafından farklı algılanıyor hissi veriyor bende....(Ay bu da ne tuhaf bir insan hiçbir şey olmamış gibi davranması da garip değil mi).Gariplik bunu düşünen de,ben bu davranışlara girerken egomu değil ta içimi,ruhumu dinlendiriyorum.
Alınıyorum,kırılıyorum ve tabii ki içimde bir yerlerde acıyan kısmını donduruyorum.Dondurmuş olduğum haneye çok fazla hatırını sormuyorum.Çünkü o kısmın hatırını sormak, onu diriltip öcünü almaya hazırlamak demek diye düşünüyorum.Ben kırılma ya da kırma anlarımda halkanın içinde kimlerin olduğunu düşünmek zorundayım.Ben,sen,o,biz,siz,onlar bu kelimelerde benlik duygusunu alabileceğim iki zamir var.Biri (ben) diğeri de( biz) her ikisi de yaşamımda oluşturmuş olduğum sınırların içinde yer almakta, o yüzden ben kırarken biz üzülecek ve tam tersi biz kırarken ben üzüleceğim,,,demem o ki ben de biz de aynıyız ayrılmak için sen ya da siz olmalıyız.
Cevabım evet canım acıyor biz ve ben benlikten çıktığımız da ucu nereye varır diye öfkeyle ağzımızdan çıkan sözlerin geriye dönüşü olmayan hal tavırların yaşandığı durumlara rağmen af dilemeden af edilebiliyorsa kişi bu durum kendisinin haklı olduğu kanıtı değildir.Bizlik duygusunu yaşatan kişi ve ya kişilerin, birinden ötürü daha çok kişiler den ziyade onca yıl yaşanmışlıkların hatırına kabullenişin ortaya çıkardığı duygusal bağların kuvvetinden olacak ki görmezden gelip sineye çektiğimiz çirkinleşen tavırları bir şey olmamış gibi ört bas edişimizin ya da durumu ılımlı hale getirişimizin sebebi,salaklığımızdan değil işte tam da bu noktada birlik ve beraberliğimizin bir çırpı da yok oluşuna izin vermeyişimizin yegane sebebinden dolayıdır.
Acıtmadan önce düşünmek, yok düşünmeye gerek var mı? Ben söylerim içimdekini alan alır bakarım keyfime diyebiliyorsan yalnızlığın içine oturduğu noktada işin diğer boyutuna geçtiğin de yanın da ve elinde kalanlarla devam edebiliyorsan başardın demektir,ama yok çırpınışların üç dört katına çıkıyorsa ki en acısı da bu kaybettin demektir.
Yalnız olmadığımızı her defasında bize hissettiren sevdiklerimizi kırmadan önce kaybedersem ne yaparım sorusuna huzur verici bir cevabın varsa ki olmayacak o yüzden kırmak çok kolay ama yapmak en zor olan kısım madem biz bizsek ve bu bizlik bizi bunca yıl yaşatmış ise bizleri daha hassas sevip değer vereceğiz.
Yaşam felsefesi sevgi.saygı ve hoşgörü olan herkesin yolu açık olsun.
19 Temmuz 2016
Normalleşmeği beklerken anormalleşmek....
Her gün 34km sabah,34km akşam olmak üzere 68 km yolu gidip geliyorum 15/07/2016 tarihine kadar yolda pkk üzerine şüphelerden ötürü kim bombacı kim normal vatandaş kargaşasına girmemek için beynime çok soru sormamak adına kafamı eğip kitap okumakla şayet bomba patlarsa o şekilde öleceğim diye teselli ederdim kendimi siyahi insanlara bakış açısı herkesin farklılaştı evet çok üzülüp ara da benimde yaptığım onları görünce ürkmediğimi söylemek yalan olur peki ya şimdi ne yapacağım.Beyazı, esmeri ,sakallısı, sakalsızı,tesettürlüsü,tesettürsüzü kimi kimle süzeceğim güzel ülkemin güzel insanları sadece kendi tanıdıklarım olarak mı kalacak peki biz şimdi annelerimiz gibi komşuluklar mı kuracağız yoksa komşuculuk mu oynayacağız ve ben çocuklarıma aşıladığım çevreye hoşgörü,yaratılanı yaratandan ötürü sevmesi gerektiği düşüncesini bozmamak için bunun gibi birçok şey ve bu çocuklara güzel yarınlar için inanan inanmayan hiç umrumda değil ben tüm inancımla yavrularım ve tüm insanlığı Allah'a emanet ediyorum.❤️daha çok sevilmek dileğiyle.Herkese huzurlu akşamlar.
2 Temmuz 2016
Dokunmayı Özlem'le bekleyip kavuşamadıklarımıza
Planlar yapılır,koşuşturmacalar başlar.Hediyeler alınır. Ya sevgiliye, ya arkadaşa ,ya anneye ya da yeni yeni ilk kez göreceğin insanlara.Ve yeni projelere imza atmak için sunumlar hazırlanır kusursuzca hazırlık tamamlanır ve yolculuk başlar bir de bunların karşılığında gitmenizi heyecanla bekleyen tarafta bir koşuşturmaca en iyi şekilde ağarlamak düşüncesi ile yapılan hazırlıklar.Tabii bunların yanı sıra saatim dolsa da gitsem diyenler. Evine, arkadaşına,hastasına,ustasına ,ailesine kavuşacak olanlar kısacası tüm hafta sonu, yaz tatili için yapılan planlamaların tümü bir anda egoları kan kokusu ve korku dehşetle beslenen gözü dönmüş ne yazık ki kendi cinsimiz den olan vereceği tehlikenin sınırı olmayan adı insan kalmış varlıkların kendi taraflarında ilginçtir ki hazırlıkları tamamlanmış olup ortalığı acıya kana boğarak planlarının boşa çıkmayışı kutlanırken.....Ya diğerleri!!! çok net artık yoklar.ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR.....acının en ağır cümlesi başka özeti yok.Düştüğü yer hala yanıyor.Bir kaç kişide henüz şokunu atamayıp konuşmaya,yazmaya,unutturmamaya çalışarak hatırlatmaya devam ediyor,geri kalan ki durumun sakinliğine hakim olup yatıştıracak tek bünye çoktan unuttu gitti ve hafta sonu planlarımızı gerçekleştirebilen insanlar arasında olup cumartesi sabahına uyanabilmemiz şükrün en büyüğü ölen insanlarımıza karşılık mahcubiyetin en acısı olduğu halde sevdiklerimize daha sıkı sarılıp bir sonra ki herşey için geç olmaması adına daha çok sev...
29 Haziran 2016
deniz&yunus: YARINLARA SAĞLAM UYANMAK ÜMİDİYLE...
deniz&yunus: YARINLARA SAĞLAM UYANMAK ÜMİDİYLE...: Alışmak ve alıştırılmak yani bir nevi uyuşturulmak... Ne oluyor bize sorusu dışın da farklı bir eylemimiz var mı? Bir mi yoks...
YARINLARA SAĞLAM UYANMAK ÜMİDİYLE...
Alışmak ve alıştırılmak yani bir nevi uyuşturulmak...
Ne oluyor bize sorusu dışın da farklı bir eylemimiz var mı?
Bir mi yoksa bilmem kaçıncı mı?
Sabah uyanınca ve akşam yatmadan önce acıyı sıcak sıcak hissedip körü körüne kabulleniş mi?
Sosyal medya da...
Bire bir düşünme duygusun dan olmayıp ta kopyala yapıştır yapıp siyaha bürüdüğümüz sayfalarımız gerçek hüzün mü?
Herkes kendi yakınının sağlığından emin olunca,ölümün vurduğu insanlar kimin neyi oluyor?
Ve bir sonra ki eyleme kadar,ne Mutlu ki terör kurbanı olmadığımıza mı?Sevinmeli..
Şimdi bilemiyorum nice zorluklarla kurulan Cumhuriyetimin hesabını nasıl vereceği mi?
Hele ki bunu hiç bilemedim...İki yavrum gibi tüm yavrularımızın yüzüne nasıl bakacağı mı?
RENGİN Mİ SOLUK YURDUM??
YOKSA BİZ Mİ SOLDURDUK
VATAN SAĞOLSUN DEMEKTEN BAŞKA
BİR BAĞLILIĞIMIZ YOK SANA
GEÇMİŞTEN GERÇEK SEVENLERİNLE
VE YOK OLMAMAK UĞRUNA TEK BAŞINA SAVAŞTASIN TÜRKİYEM!!!
YEDİRDİĞİN,DOYURDUĞUN BÜNYENE SIĞDIRDIĞIN KOCA MİLLET,
SANA YAPILAN EZİYETİ LANETLİYORUZ DEMEKTEN BAŞKA,
HİÇBİR SORUMLULUĞU ÜZERİNDEN ALMIYORKEN TÜRKİYEM!!!
İKİ GÜN SONRA HERŞEY NORMALE DÖNDÜĞÜNDE
SEN BİZİM İÇİNDE YASINI TUT TÜRKİYEM!!!
20 Haziran 2016
deniz&yunus: AN ŞU AN...
deniz&yunus: AN ŞU AN...: Yarınımızın garantisi olmadığını bile bile savaştığımız her ne ise acıtarak ya da acımadan yapsak herşeyimiz daha güzel olur sanki. Bir ...
AN ŞU AN...
Yarınımızın garantisi olmadığını bile bile savaştığımız her ne ise acıtarak ya da acımadan yapsak herşeyimiz daha güzel olur sanki.
Bir şeyler normal gidiyor,bakıyorsun ki normal gidiyormuş gibi duran bir hal alıyor. Yaşamın her alanın da özverili olmak en güzeli,karşılığını beklemeden yaptığın tüm güzellikler de seni mutlu ediyorsa kâr ve zararım ne sorusunu sormayacaksın çıkar beklediğin an o iş seni mutlu etmekten ziyade basitleştirerek kişiliğine eziyet vermiş olacak,böyle olunca da mutsuz insanlar kategorisine eklenerek seni huzurlu,verici,pozitif ,eğlenceli bulan gerçek dostları üzüp,seni üzgün,mutsuz görmeyi
arzulayanları da keyifle ödüllendireceksin.
Algılarımız sayesinde iyi yönüyle bakabildiğimiz tüm olayların içinde gerçekten doğruyu bulmamıza yardımcı en iyi kaynak kendi içsel dünyamız.Egomuzu doyurmak gibi bir gayemiz olduğunda zaten faydalı olabileceğimiz kişisel ya da çevresel hiçbir alanda,iyi niyet,doğruluk,dürüst-
lük kavramları kendini göstermeyecek.Aslına bakılırsa insanın kendisi değil midir? zaten iyiliği de kötülüğü de oluşturan.
İnsanlığımızın en acı kaybı hırstan gözü hiçbir şey görmeyen,benlik duygusu tüm duygulara kilit
vurmuş acımasızlık içinde kıvranırken iyi bir şey yapıyormuş gibi beynimize empoze ettiğimiz kemikleşmiş kötülükleri,kazanmak uğruna otoriteyi sağladığımızı düşünüp,dağıtıp duman ettiğimiz hayatlar değil midir?Yaşamımızın bir sonra ki gün olup olmayacağını bildiğimiz halde kavgamızı
iyilik ve güzellik adına sürdürsek,dünyamızı da sonsuz hayatımıza ekleyerek mutluluğumuzu garantilemiş olup bir sonra ki günümüze de kaygıyla ulaşıp ulaşamayacağımızı düşünmek yerine, iyilik yapıp, denize attıklarımızı çoğaltmakla uğraşırsak bir gün herhangi bir denizin,herhangi bir kıyısından bize dalgalar halinde geri döneceğini düşünmemiz bile olmuş halimizin tanımıdır.
Sevgiyle...
19 Haziran 2016
Babama;
Varlığın varlığımın tek gerçeği olan güzel adam.Sırtımı dayandığım karşılığında hiç bir beklentisi olamayanım mavi gözlüm benim yakışıklı erkeğim tek vazgeçilmezim canım babam.
Şans demek insanın hayatında gerçekten düzgün anne ve babasının olması demektir,çünkü yaptığın ya da yapamadığın her sonucun karşısında yanınızda kimse kalmasa da iyisi ve kötüsü ile yine de kucak açıp sorgulamadan sineye çekip yaşama devam ettiren tek gerçeklerdir.Yıllar öncesi bir gece babamın hoş sohbetleri içinde konunun doğduğum yıla döndüğü ve gözlerin de ki o bakış sanki ben hala bebekmişim gibi yumuşacık ses tonu ve yüzün de ki o ifade birden daha duygusal daha çocuksu bir hale büründü ve başladı anlatmaya beş kızım olduğu için çok mutluyum ve hiçbir zaman bir oğlum yok diye hayıflanmadım sadece üzüldüğüm içimde kalan ablalarınla o zamanlar aile büyük olunca hep birlikte oturuyorduk ve hiçbir zaman kucağıma alıp sevemedim cahillik ya işte büyüklerin yanında hele ki babanın yanında evladı sevmek pek hoş karşılanmazdı ve hep baba olarak onlara karşı hep daha soğuk bir babaymışım gibi göründüm ama sizlerin öyle bir şansı vardı ki o da anneniz gibi bir meleğe sahip olmanızdır,benim dolduramadığım boşluğu hep tamamlamıştır.Siz iki küçüğe gelince kendi evimize geçmiştik çünkü ailem git gide büyümüştü sen ve kardeşinle evlat sahibi olmanın kolayı zoru neyi varsa tüm duyguları daha çetin yaşamaya başlamıştım ve öyle bir aile olduk ki kendi evimizde bütün kızlarımın koca bir hazineden daha kıymetli olduğunuzu hissettirecek kadar onca zorlu yaşam şartlarının koşuşturmacası içinde akşam evime geldiğim de ki aldığım huzuru dünyaları verseler değişmem dediğim hazzı şu hayatta torunlarımdan sonra veren sizlersiniz ve kısa bir soru yönelttim baba ne alaka bence önce biz gelmeliyiz yok orada duracaksınız dedi dilerim ki bir gün sizlerde aynı duyguları coşkuyla yaşarsınız dedi ve devam etti, torun sarılıp bolca şımartamadığımız,dünya koşuşturmacasından nasıl gün be gün büyüdüğünü tadına vara vara izleyemediğimiz kısacası sevmekte geç kaldığımız ilgide eksik bıraktığımız evlatlarımızın da sevgilerini ekleyerek canımın canını yani evlatlarınızı sizden öne koymamı hoş göreceksiniz der ve göz yaşları pıtır pıtır akar unutma der bu geceyi evladının evladı can parçası çok kıymetlidir bu kıymeti bilmeyen de bu yaşamdan nasibini alamamış gerçek mutluluğu tadamamış insanlardır demişti ve sohbeti o tatta bırakmayı uygun gördü ki çünkü bir insan sanki en sevdiği tatlıyı tarif eder gibiydi sohbeti ve devam etti çok şükür benim en büyük zenginliğim sizlersiniz başka da hiçbir şeye ihtiyacım yok dedi ve iyi geceler deyip yatmıştı.
Babam hayatım da iyi ki varsın,sen gibi evlatlarını başarısı, başarısızlığı ,hüznü , sevinci kısacası acısı ve tatlısı ile kayırmadan önceliği evi ve evlatları olan adam gibi adam olan önce kendi babam olmak üzere tüm Babacan babalarımızın babalar günü kutlu olsun.
Varlığım varlığının tek zenginliği olan canım babama sonsuz sevgiyle.
Varlığın varlığımın tek gerçeği olan güzel adam.Sırtımı dayandığım karşılığında hiç bir beklentisi olamayanım mavi gözlüm benim yakışıklı erkeğim tek vazgeçilmezim canım babam.
Şans demek insanın hayatında gerçekten düzgün anne ve babasının olması demektir,çünkü yaptığın ya da yapamadığın her sonucun karşısında yanınızda kimse kalmasa da iyisi ve kötüsü ile yine de kucak açıp sorgulamadan sineye çekip yaşama devam ettiren tek gerçeklerdir.Yıllar öncesi bir gece babamın hoş sohbetleri içinde konunun doğduğum yıla döndüğü ve gözlerin de ki o bakış sanki ben hala bebekmişim gibi yumuşacık ses tonu ve yüzün de ki o ifade birden daha duygusal daha çocuksu bir hale büründü ve başladı anlatmaya beş kızım olduğu için çok mutluyum ve hiçbir zaman bir oğlum yok diye hayıflanmadım sadece üzüldüğüm içimde kalan ablalarınla o zamanlar aile büyük olunca hep birlikte oturuyorduk ve hiçbir zaman kucağıma alıp sevemedim cahillik ya işte büyüklerin yanında hele ki babanın yanında evladı sevmek pek hoş karşılanmazdı ve hep baba olarak onlara karşı hep daha soğuk bir babaymışım gibi göründüm ama sizlerin öyle bir şansı vardı ki o da anneniz gibi bir meleğe sahip olmanızdır,benim dolduramadığım boşluğu hep tamamlamıştır.Siz iki küçüğe gelince kendi evimize geçmiştik çünkü ailem git gide büyümüştü sen ve kardeşinle evlat sahibi olmanın kolayı zoru neyi varsa tüm duyguları daha çetin yaşamaya başlamıştım ve öyle bir aile olduk ki kendi evimizde bütün kızlarımın koca bir hazineden daha kıymetli olduğunuzu hissettirecek kadar onca zorlu yaşam şartlarının koşuşturmacası içinde akşam evime geldiğim de ki aldığım huzuru dünyaları verseler değişmem dediğim hazzı şu hayatta torunlarımdan sonra veren sizlersiniz ve kısa bir soru yönelttim baba ne alaka bence önce biz gelmeliyiz yok orada duracaksınız dedi dilerim ki bir gün sizlerde aynı duyguları coşkuyla yaşarsınız dedi ve devam etti, torun sarılıp bolca şımartamadığımız,dünya koşuşturmacasından nasıl gün be gün büyüdüğünü tadına vara vara izleyemediğimiz kısacası sevmekte geç kaldığımız ilgide eksik bıraktığımız evlatlarımızın da sevgilerini ekleyerek canımın canını yani evlatlarınızı sizden öne koymamı hoş göreceksiniz der ve göz yaşları pıtır pıtır akar unutma der bu geceyi evladının evladı can parçası çok kıymetlidir bu kıymeti bilmeyen de bu yaşamdan nasibini alamamış gerçek mutluluğu tadamamış insanlardır demişti ve sohbeti o tatta bırakmayı uygun gördü ki çünkü bir insan sanki en sevdiği tatlıyı tarif eder gibiydi sohbeti ve devam etti çok şükür benim en büyük zenginliğim sizlersiniz başka da hiçbir şeye ihtiyacım yok dedi ve iyi geceler deyip yatmıştı.
Babam hayatım da iyi ki varsın,sen gibi evlatlarını başarısı, başarısızlığı ,hüznü , sevinci kısacası acısı ve tatlısı ile kayırmadan önceliği evi ve evlatları olan adam gibi adam olan önce kendi babam olmak üzere tüm Babacan babalarımızın babalar günü kutlu olsun.
Varlığım varlığının tek zenginliği olan canım babama sonsuz sevgiyle.
18 Haziran 2016
Sevmenin sevgisizlikle beslendiği hayatlar😘😡
İnsan farklı özelliklerle ve en üstün yeteneklerle yer yüzüne gönderilmiş. İlk gelişi muazzam bir sanatla icra edilmiş masum,zararsız ve savunmasız günler birbirini kovalıyor,bir insanın oluşum aşaması dünyaya gelişi derken ilgi şefkat sevgi ile besleniyor. Peki sonra bu insan neye göre neyi ile kendisi gibi emekle sabırla büyütülmüş cinsine zarar verecek boyutta hafızasını kaybediyor.İnsan adının layığını yerine getiremiyor,ilk yaptığı pislikte konulan en kolay etiket o bir hayvan deniliyor.Oluşumunu tamamlayamamış olgunluk için ebeveynlerinin sadece büyütmüş oldukları bu çocuk dördüne geldiğinde sarılıp öpüşen bir anne baba görememiş,çünkü çocukların önünde baba anneyi öperse,saçlarını okşayıp ne kadar sevdiğini söyleyip bu tavırları sergilerse çocuk ahlaksızlık öğrenir ama oluşmaya başlamış çocuğun önünde anneye vurması ona hakaret etmesi çocuğu birden yaşamın kalitesi erkekse kabalık,acımasızlık ,vahşi olmayı aa tabi birde erkek dediğin vurdu mu indirecek mantığıyla şişirilmeye başlanmış bir egoyu beslerken ebeveynler çocuğun taze beyni ve tüm alıcıları açık iken sergiledikleri tavır ahlaksızlık olmuyor,derken tabii ki bu çocuk kız ise kadının oluşumu için gördüğü tablo karşısında üzerine ezilmişliğin içine attığı ilk hüznü ile kadının hakir ve güçsüz olması gerektiğini de beynine,yüreğine kazıyor tabii bu ta ki bir baş kaldırış için küçük bir ışık alana kadar sürüyor ışığı görüp kadının ezik değil bir insan olduğunun farkına varınca bu tür toplumlar da ahlaksızlıkla itham ediliyor ama yolunda kararlı ilerliyor daha güçlü ve git gide büyüyen güçlü bir insan olarak devam ediyor bir de bu baskın karakterin tam tersi pasif korku ve şiddettin ortasında oluşmaya başlamış küçük bir kızda tüm hayatı boyunca tramvaya sebep oluyor annenin acizliğini de üzerine bindirip küçük yaşta hayatın hırçınlığına kadınsın bilmezsin,anlamazsın,susacaksın,fikrini soran oldu mu cümleleri ile dolu günler,geceler birbirini kovalıyor iken çocuk yaşta eziyet ve zorbalıkla birden evlendirip kadın yapıyoruz, sadece doğurması için.Bitmeyen istekleri yerine getirmekle yükümlü omuzlarına annesinin yaşamından da aldığı yüke kendisininkini de ekleyip alabileceği ne kadar çilekeşlik varsa o şekilde yol almaya devam eder kayıp bir hayatın için de bu da demek oluyor ki yaşanmışlıkların verdiği sessiz çığlıkların daha sonra ki etapta dışa dönümü toplumsal facialara sebep oluyor erkek cinsinde cinsellikle ilgili ahlaksızlık,günah ve koca bir suç gibi öğretilen sevgisizliği ve bütün bastırılmış duyguların dışa vurumu küçük bir kıza acımasızca edilen tecavüzlerin ve o alevi söndürmeye yetmeyen daha nice kötülüklerin ardı arkası kesilmeden bir çok kıyım sonrası durdurulmaya çalışılan insanoğluna sevgiyi aşılamaya yönelik gayretler içerisine giriyoruz sonuç elde edemeden ya kendi infazını kendisi veriyor ya da cezası ölümle sonuçlanan yok oluşlar takip ediyor.Sevgisizliğin bedeli geriye alınamayacak hayatların acımasızca sonu oluyor.
17 Haziran 2016
deniz&yunus: Gün ve güneş,sanki bugün başka türlü bir güne uyan...
deniz&yunus: Gün ve güneş,sanki bugün başka türlü bir güne uyan...: Gün ve güneş,sanki bugün başka türlü bir güne uyanmış gibiyim oysa ki değişen pek bir şey yok her sabah aynı saatte alarmı kuruyorum alışkan...
Gün ve güneş,sanki bugün başka türlü bir güne uyanmış gibiyim oysa ki değişen pek bir şey yok her sabah aynı saatte alarmı kuruyorum alışkanlığımdan yapıyorum. Uyanıyorum otomatik,diyorum ya başka türlü bir gün hep böyle oluyorum bir gün öncesi sevildiğimi, vazgeçilmezliğimi iliklerime kadar hissettiğim ve kimyamı tümden değiştiren ve hücrelerimin tümüne mutluluk dopinglediğim kocaman sevgilerin olduğu dopdolu günün ardına sevilmenin verdiği hazla keyifli uykumdan uyanıyorum görüyorum ki dün yine yaşanmışlık hanesine bir anı daha eklendi gözlerimi yumuyorum yaşadıklarımı süzgeçten geçiriyorum yüzümde koca bir gülümseme hissediyorum ve gözlerimi açtığımda yanımda olmadığını dün yaşadığım güzelliğin en ağır bedelini işte o saniyede sensizlikle ödemeye başlıyorum ta ki bir sonraki buluşmamıza kadar ara ara bazen hiç aklıma getirmeden bazende hıçkırıklara boğularak hatta içim den o sessiz çığlığı attığım anda bir yerden bir çıkış bulsa acımın ta derinde nasıl hüzne boğulduğunu yeryüzü,gökyüzü canlı cansız her şey uykusundan uyanır ve ben kendimle boğuşmaya devam ederek bak hayatım bugün bu yemeyi yapıyorum evet sanki nasıl olmuş sorusunu sorabilmek için kalbimle tattırıyorum sana yemeği ve kulağımda kısık bir ses o güzel ellerine sağlık enfes olmuş hayatım sözünü duyuyorum önce sevindiriyorum kendimi sanki seninle yaşarmış gibi sonra kendime geliyorum işte o kendime geldiğim noktalarda küçük yıkımlar yaşıyorum ve durup düşünüyorum acıya dönüştürmemek için bende ki sevgiyi böyle uygun olduğunu şu an yanımda olmasan da çok klişedir belki ama aynı dünya üzerinde aynı havayı soluyor olmak bile güzel sensizim duygusunu uçurup götürüyor.Özlemek demiştik bir ara özleyecekmisin beni soru gelir gelmez özlemeye başladım güzel insan seni ve özlüyorum özlerken etrafımda gördüğüm her şeye anlatıyorum ama çok sessiz usulca kimseyi rahatsız etmeden diyorum ki sevgili ben seni sevdikçe daha çok tutunuyorum hayata biliyorum ki evrene gidiyor dağılıyor bu enerjim ve geriye sen olarak geliyor.Duygular hareketliler çöreklenip bir köşeye oturtmadan onları arayı çok açmadan sevgi hislerim papatyalar gibi cıvıl cıvıl iken tekrarlayalım bir anı daha ekleyelim yaşantımıza hani derler ya filmlere konu olacak evet bu türün tek açıklaması bu sevgi sevilmek ve bunların dışında özlemek bir sonra ki buluşmaya gelip gelemeyeceğimiz bilmeden o günü beklemek bile seninle çok güzel yüreğimin efendisi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)